ASKER MEKTUBU/Amatör Tiyatro Oyuncusu /LİONS TİYATRO PROVALAR

GİRİŞİMCİ ÇOCUK ATÖLYESİ-EGE TV -SORA SORA PROGRAMI

Access Consciousness sınıfları ve seansları hakkında;

Ilk videom 🤣 Kaç merhabadan sonra başladım? 1.merhabam gökyüzüne,2.merhaba yeryüzüne,3.merhabam tüm canlılara,dördüncü merhaba siz mucize insanlara gelsin :) 😂🤣😂 Ben ne mi yapıyorum ? Hayatım niye neşe kolaylık ve ihtişamla?
İletişim : 0 537 916 24 46 https://www.facebook.com/Accessbarsiz... https://www.instagram.com/accessbarsi... http://sahidekizilkaya.blogspot.com/ https://www.accessconsciousness.com Nörolog Dr Jeffrey L Fannin Access Bars®'ı Anlatıyor https://youtu.be/3p6QW9GcuKA UYARI: Öğretilerimiz, tavsiyelerimiz, kısaca anlattığımız her şey 1219 Sayılı Kanun kapsamındaki sağlık meslek mensuplarının tekelinde bulunan TEDAVİ ve diğer tıbbi uygulamaların dışındadır. Kesinlikle tedavi yapmıyoruz. Bizler hekim değiliz. Hastalığınız için mutlaka bir tabibe muayene olunuz.

SARIŞINIM ÇUHA ÇİÇEĞİM

Bu sabah her zamanki gibi balkonuma çıktım, derin nefesler aldım ve teşekkürlerimi sunuyorum: Aldığım nefes için, sağlıklı olduğum için, gün anneler günü annem için, evlatlarım için, güzel manzaram için, kedilerim...

Birden “Sarışınım” dediğim çuha çiçeğimi fark ettim. Her gün ayıklardım kurumuş, ölmüş çiçeklerini ve yapraklarını ki gücünü yeni gelen çiçeklere, yapraklara versin.
Ama birkaç gündür ihmal ettim Sarışınım'ı güzel çuhamı. Ayıklamaya başladım kuruyanları ve birden bire kendine geldi Sarışınım Çuham. 😁😃 NEŞE doldu sanki bana teşekkür eder gibi daha bir güzelleşti ve güneşle rüzgarla şöyle bir parıldayıp salındı hafiften.
Birden bir şey söyledi bana:
“Sıra sende Sahide! Ayıkla, temizle...”

Neyi ayıklıyorum? Neyi temizleyeceğim?
Bizlerin de hayatlarında günün sonunda ayıklaması gereken  kurumuş, ölmüş olan yaşanmışlıkları var. Ayıklamadığımızda yeni gelecek ve gelmiş olan, neşe kolaylık ve ihtişamla dolu yaşanmış ve yaşanacaklara fırsat vermemiş oluyoruz.
“Ya hocam çiçek değil ki bu, nasıl ayıklayacağız?” dediğinizi duyar gibiyim. 😊

Geçmişte kalmak, affedememek tıpkı kurumuş çiçeklerle yapraklarla  yaşamak gibi...
Kendi gerçek  potansiyelimizi yaşayamadan mı geçip gideceğiz bu dünyadan?
Kendi potansiyelimizi yaşamamız için neler mümkün? Potansiyelimize engel olan ne varsa yıkıp yaratımını  iptal edelim mi? ( POC POD)
Affetme çalışması, dönüştürme çalışması, kendini sevme... Daha seçebileceğiniz bir sürü araç var. Yeter ki gönüllü ol! Kendine bu değeri ver. Kendine nazik, nezaketli, cömert olma zamanın gelmedi mi? Bunun gerçekleşmesi için neler mümkün? Ya bunları yapsaydın nasıl bir sen olurdun?
Sarışınım Çuham kadar olabilmek için neler mümkün?

Hayatın tümü size neşe kolaylık ve ihtişamla gelir. Seç ve dönüştür. Bunu kendine borçlusun!
Sen mucizesin.


SahidendeSahide (10.05.2020-İzmir)

YAĞMUR

YAĞMUR

Yağmur mudur benliğimi temizleyen?

Yoksa özüm müdür bu arınmayı isteyen ?

Küçücük bir damlaydın gökyüzünden müjdelenen

Bazen büyük gürültüyle bazen de sessizce inip

Kollarına kavuşup deniz okyanus olmadan önce.

Bilmeden ben nefese olan yolculuğumu

Annemin koruyucu kalesinden ayrılıp

Bu yalan dünyanın yalanlarıyla dans ederken

Yaşadığımı sandığım ama yaşamadığım anlarda

Sen gökyüzünden inerken

Bulduğum huzur, dinginlik

Ve kendimi bulmam bundanmış...

Sen bensin, ben senim...

Sahidende Sahide

3 Mayıs 2020

Keşkelersiz Bir Hayat İçin...

Keşkelersiz Bir Hayat İçin... 

Öğretmenliğimden kalma bir alışkanlık ile her yıl veli toplantılarımızda aşağıdaki şiiri okurum.  Farkındalığınıza katkısı olursa ne mutlu.

Bu şiir ile hayatında farkındalık yaratan arkadaşımın anekdotunu sizinle paylaşmak istiyorum;

“İşten gelmiş hemen balkonu yıkamaya başlamıştım. Yemeği yetiştirmem lazım. Telaştaydım. Kızım odasından seslendi;

-Anneee! Geeeell! evcilik oynayalıııım!”

Ben hemen;

-‘İşim çoook… sonraaaa…’ dedim alışkanlıktan.

İçeriden ses gelmedi. Kovayı su doldurmak için içeri girdiğimde senin verdiğin buzdolabının üzerine iliştirdiğim şiire gözüm takıldı. Hemen orada kovayı bıraktım. Kızımın odasına gittim. Sessizce kendi kendine oynuyordu. Beni görünce gözleri parladı. Beklenen bir cevap değildi onun için. Kızımla doya doya evcilik oynadım.Hem kızıma hem bana çok iyi gelmişti bu dakikalar. O akşam balkon da yıkandı, yemek de yetişti. Hep beraber balkonda çok keyifli bir yemek yedik. Artık ailem ve kendim için zaman yaratmaya özen gösteriyorum. Keşkelersiz bir hayat istiyorum.”

Çocuklar dikkate alınmak ister. Sevgiyi onlara ayırdığımız kaliteli zamanlar ile ölçerler. ”Anne benimle oynar mısın, baba benimle oynar mısın?”diye sürekli peşimizdedirler. Anne ve baba olarak her nedense bir türlü zaman bulamayız. Çocuklar sezgileriyle umursanmadığını, dikkate alınmadığını bilir. Gazetesine kitabına yumulmuş baba, televizyonu seyreden anne farkına varmadan çocuğa “Şu an senden daha önemli bir şey var!” mesajını verir.

Şiirimize gelince; 

ÇOCUĞUMUZA

Sürekli meşguldüm o kadar sene

Seninle doyasıya oynayamadım

Sen beni çağırdın gel oyna diye

Ben bir türlü zaman ayıramadım

Giydirdim doyurdum seni kolladım

Sadece bunlar yeterli sandım

Bana oyuncağını getirdiğinde

Ben seni çoğu kez başımdan savdım.

Yatağa yatırır seni okşardım

Sen uyur uyumaz hemen çıkardım

Şimdi o günleri çok özlüyorum

Keşke bir dakika fazla kalsaydım

Hayat ne kadar kısa, yıllar ne çabuk geçti

Ne zaman büyüdü bu küçük çocuk

Ona dokunmak için uzandığımda

Ellerim boş kalır yüreğim buruk

Artık ne resimler ne oyunlar

Ne iyi geceler ne sarılmalar

Hepsi çok geride ulaşmak çok zor

Yaşanmadı sanki o güzel yıllar …

Artık hiç işim yok, yapayalnızım

Günlerim çok uzun üstelik bomboş

Keşke istediklerini bir bir yapsaydım

Küçük arzuların şimdi çok şirin çok hoş

(Alice Chase)

Ve bir gün evimizden çocuklarımızı kendi hayat yolculuklarına uğurladığımız da yukarıdaki şiiri tekrarlamamak için lütfen yaşadığımız süreci iyi değerlendirelim.

Keşkelerin çocuklarımızla aramızda hiç yer almaması dileğiyle…

Sahide KIZILKAYA

Okul Öncesi Eğitimcisi 

(Kilizman Postası/ 1-15 Eylül/15-30 Eylül 2013/Sayı 87-88)

31 Ağustos 2013, 20:23 yayınlandı